Kıbrıs Bilimler, Edebiyat ve Sanat Akademisi ve Kıbrıs Enstitüsü tarafından düzenlenen “Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’da İklim Krizi” konulu iki günlük uluslararası konferans, perşembe günü kıyı kasabası Larnaka'da başladı.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bölgedeki iklim krizini ele almak için üstlendiği girişim çerçevesinde düzenlenen konferansa 22 ülkeden bilim insanları ve uluslararası politikacılar katılıyor.
Konferansta konuşan Tarım, Kırsal Kalkınma ve Çevre Bakanı Dr. Maria Panayiotou, Kıbrıs’ın gelecek aylarda hedefinin Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’daki iklim değişikliğinin ciddi etkileriyle mücadele etmek için komşu ülkelerle bölgesel iş birliğini güçlendirmek olduğunu bildirdi.
Bu girişimin kolektif dayanıklılıklarının ve hazırlık yapmalarının anahtarı olduğunu belirten Panayiotou, iklim krizinin “gerçekten göz korkutucu” olduğunu ancak ‘aşılmaz’ olmadığını, önlerindeki zorlukların önemli olduğunu ancak kararlılık, yenilik ve iş birliğiyle bunların üstesinden gelebileceklerini söyledi.
Tarım Bakanı, “Bugün attığımız adımlar -hem azaltma hem de uyum sağlamada- ülkemizin ve bölgemizin geleceğini gelecek nesiller için şekillendirecektir. Kıbrıs, örnek olarak liderlik etmeye, hırsla gerçekçiliği dengelemeye ve herkes için sürdürülebilir, dayanıklı ve müreffeh bir gelecek sağlamak için gerekli eylemleri ilerletmeye kararlıdır” şeklinde konuştu.
Kıbrıs’ın iklim değişikliğiyle tek başına mücadele edemeyeceğini vurgulayan Panayiotou şöyle devam etti:
“Karşılaştığımız zorluklar bölge genelinde paylaşılıyor. Doğu Akdeniz ve Orta Doğu İklim Değişikliği Girişimi, bölgesel iş birliğine olan bağlılığımızın bir kanıtıdır.”
“Komşularımızla birlikte çalışarak kolektif olarak karşılaştığımız benzersiz iklim zorluklarını daha iyi anlamak ve azaltmak için sinerjiler oluşturuyoruz. Paylaşılan bilgi, bilimsel iş birliği ve koordineli eylem yoluyla, herhangi bir ülkenin tek başına başarabileceğinden daha fazlasını birlikte başarabiliriz.”
"Vizyonumuz her düzeyde daha temiz enerji kaynakları ve daha sürdürülebilir uygulamalarla karbon nötr bir topluma geçiş yapmaktır.”
Ürdün Prensi El Hasan bin Talal konferansa katılanlara video aracılığıyla verdiği mesajda, 2050 yılına kadar uzun süren sıcak hava dalgaları ve kum fırtınalarının Batı Asya ve Kuzey Afrika bölgesini yaşanmaz hâle getirebileceğinin söylendiğini, aşırı hava felâketlerinin son 10 yılda her yıl 20 milyondan fazla insanı yerinden ettiğini anlattı.
Ürdün Prensi, yerinden edilen insanların %80’inin dünyanın en fakir insanlarının üçte birinden fazlasına ev sahipliği yapan Asya’da yaşadığını ve bu bölgelerin iklim değişikliğinin çözümsüz çatışmasının odak noktası hâline geldiğini, kırılgan koşulların daha da kötüleşebileceğini ve insani krizlere yol açabileceğini belirtti.
Kıbrıs Enstitüsü Başkanı Stavros Malas konferanstaki konuşmasında, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu bölgesinin tartışmasız dünyanın iklim açısından en savunmasız bölgelerinden biri olduğunu; Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’nun küresel iklim tartışmalarındaki rolünün çok önemli olduğunu söyledi.
“Bölgemizin jeopolitik önemini göz ardı edemeyiz ve bununla birlikte örnek olma sorumluluğumuz da var” diyen Malas, şimdi harekete geçilmemesi halinde bölgedeki iklim değişikliğinin sonuçlarının daha da ciddileşeceği uyarısında bulundu.
Gıda ve su güvenliği, halk sağlığı, ekonomik istikrar ve bölgesel iş birliğine yönelik risklerin çok büyük olduğunu; bu zorlukların yanı sıra fırsatların da bulunduğunu kaydeden Stavros Malas, “Bu konferans, bu sorunları kolektif olarak ele almak, bilgi paylaşmak ve gelecek için sürdürülebilir çözümler bulma konusunda iş birliğimizi güçlendirmek için bir platformdur. Bu konferans sadece tartışma alanı değil, eylem alanıdır. İklim azaltma stratejileri geliştirme, yenilenebilir enerjinin benimsenmesini artırma ve tüm sektörlerde sürdürülebilir uygulamaları geliştirme çabalarımızı hızlandırmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Bilim, Edebiyat ve Sanat Akademisi Başkanı Achilleas Emilianides da konuşmasında, bu büyük uluslararası konferansın organizasyonunun iklim krizi konusunda şu anda üstlendikleri birçok girişimden biri olduğunu, bakış açılarına göre iklim değişikliğinin sağlam bilimsel temeller uygulanarak ele alınması gerektiğini bildirdi.
Kritik konuların çeşitli perspektiflerden ele alınması gerektiğini güçlü bir şekilde düşündüklerini, bu konferansın bu nedenle yalnızca iklim krizinin çevresel veya teknik konularını değil aynı zamanda finansal, yasal ve ahlaki yönler gibi daha geniş yönlerini de inceleyeceğine işaret eden Emilianides, “Konferans, bilimsel bulgular üzerinde düşünerek bilimsel ve politik fikir birliğine varmak amacıyla bilim insanları, araştırmacılar ve politika yapanlar da dâhil olmak üzere geniş bir yelpazedeki kilit paydaşlarıyla düzenleniyor” dedi.
Uluslararası Program Komitesi Başkanı Profesör Costas N. Papanicolas, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu bölgesinin bir iklim değişikliğinin “sıcak noktası” olduğunu, son verilerin bu bölgede felâket etkilerinin en yoğun şekilde ortaya çıktığına dair modelleme tahminlerini doğruladığını ifade etti.
Papanicolas, “Her zamanki gibi devam edersek; derhâl ve koordineli bir çabayla harekete geçmezsek bölgemizde yaşayan yaklaşık yarım milyar insan üzerindeki etkilerin yakın zamanda yıkıcı olacağı tahmin ediliyor” dedi.
KHA/MG/MHY/2024
Kıbrıs Haber Ajansı