Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides ve ABD Başkanı Joe Biden arasında çarşamba günü Beyaz Saray’da yapılan görüşme ve ABD Başkanı’nın açıklamalarıyla bir dizi mesaj gönderildiği belirtildi.
Lefkoşa’daki diplomatik kaynaklar Kıbrıs Haber Ajansına, Beyaz Saray’daki görüşme sırasında çeşitli konular ayrı ayrı görüşülmesine rağmen ABD Başkanı’nın Kıbrıs sorununu Kıbrıs’ın bölgedeki rolüyle ilişkilendirdiğine, Kıbrıs’ın bağımsızlığının ve Kıbrıs’ın bölgesel rolünü oynamaya devam etmesinin ne kadar önemli olduğundan söz ettiğine dikkat çektiler.
Görüşmeyle ilgili sembollerden, gönderilen mesajlardan bahseden kaynaklar, Beyaz Saray’ın görüşmeyle ilgili resmî duyurusunu, Türkiye’nin millî bayramı olan 29 Ekim Salı günü yaptığına işaret ettiler.
Aynı kaynaklar, “28 yıl sonra Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile bir görüşme duyuruldu ve bu tam da o zamana denk geldi.” O düzeyde bunun bir mesaj olabileceğini kaydettiler.
Bir diğer mesajın da ABD Başkanı’nın Kıbrıs sorunuyla ilgili Türk iddialarını reddetmesi, örneğin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin çözümün temelinde olması gerektiğini söylemesi olduğunu belirten kaynaklar, BM Güvenlik Konseyi’nin veto hakkına sahip daimî üyelerinden birinin bu konuyu en üst düzeyde kapattığını ifade ettiler.
Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakerelerin beklendiği bu geçiş döneminde, mesajın ve sembolizmin alıcılarının, Kıbrıs Türk liderliği ve Türkiye için çok özel olduğunu kaydeden söz konusu kaynaklar hem görüşme hem de mesajlar için diğer tarafta içeride güçlü bir siyasi tepki olduğunu ve Kıbrıs Türk “muhalefetinin” Kıbrıs Türk Toplumu lideri Ersin Tatar’ın söylediklerini ve yaptıklarını sorguladığını kaydettiler.
Türkiye ile ilgili olarak diplomatik kaynaklar, bu görüşmenin gerçekleşmesiyle ilgili bir tepki olduğunu, önemi hakkında Filistin sorunu, Türkiye’nin Hamas’la ilişkileri, İsrail’le ilişkileri ve Türkiye’nin durumu yanlış görmesiyle bağlantı kurulduğunu, bunun da önemli bir mesaj olarak önemli olduğunu söylediler.
Aynı kaynaklar, görüşmeyle ilgili olarak ABD ile stratejik diyalog sırasında ve daha önce Birleşik Kreallık İngiliz hükûmetiyle olduğu gibi Kıbrıs’ın bölgedeki rolü, ‘ne yapıldığı, ne yapabileceği ve Kıbrıs sorunu’ konularına odaklanıldığını bildirdiler.
Bunun Kıbrıs sorununun marjinalleştirildiği anlamına gelmediğini aksine Kıbrıs’ın Kıbrıs sorununun ötesinde bir dizi konuda muhatap olabileceği anlamına geldiğini açıklayan diplomatik kaynaklar, çeşitli konuların ayrı ayrı görüşüldüğünü, Kıbrıs sorunuyla bağlantının, ABD Başkanı tarafından Kıbrıs’ın bağımsızlığının önemine değinilerek yapıldığını, böylelikle Kıbrıs’ın bu bölgesel rolü ve hatta bundan daha fazlasını oynamaya devam edebileceğini kaydettiler.
Söz konusu kaynaklar, Gazze'ye giden insani koridor örneğinin verildiğini, Türkiye’nin Hamas ve İsrail’e yönelik tutumu göz önüne alındığında Lefkoşa’nın nasıl bir karar alabileceği sorusunun gündeme geldiğini belirttiler.
Diplomatik kaynaklar, (anlaşmadan sonra) karar alma süreci engellenmeden veya üçüncü bir tarafın durumu etkileyebilecek bir şey belirlemeden bu hamleleri yapabilecek bağımsızlığa sahip bir devlet oluşturulmasının, Kıbrıs sorununun özüne de değinen çok önemli bir unsur olduğuna dikkat çektiler.
Aynı kaynaklar, ABD Başkanı’nın, ABD Dışişleri Bakanı, Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Kıbrıs ve bölgeyle ilgilenen ABD sisteminin hiyerarşisi önündeki açıklamalarının önemine de değindiler; “Bu mesajların Türkiye’ye iletilmesi için bir haberciye ihtiyaç duyulmuyor” dediler.
Diplomatik kaynaklar bunun, stratejik diyalog, askeri diyaloğun duyurulması, Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos’un ABD’ye ziyareti ve ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile görüşmesi, ABD senatörlerinin Kıbrıs’a ziyaretleri ve askeri liderliğin diğer yetkilileri gibi geçmiş dönemde gerçekleşen her şeyle bağlantılı olduğunu belirttiler.
Aynı kaynaklar, “Dolayısıyla mesajlar gönderildi” dediler.
Diplomatik kaynaklar, Kıbrıs'ın, gemilerin yanaşması, uçakların inmesi, sivillerin tahliyesi, insani konularda yer alan askerlerin ağırlanması gibi diğer ülkelere olanaklar sağlayabilmesi için bu olanakların bunları kullanan ülkenin olanaklarıyla uyumlu olması gerektiğine işaret ettiler; Kıbrıs’ın aynı ekipmana, aynı teknolojiye sahip olması ve insan kaynaklarının da olanakların alıcılarıyla aynı eğitim seviyesinde olması gerektiği için alt yapı ve insan kaynaklarının yükseltilmesi gerektiğini açıkladılar; örnek olarak ABD fonuyla hayata geçirilen Larnaka’daki CYCLOPS Eğitim Merkezini gösterdiler.
KHA/MG/MHY/2024
Kıbrıs Haber Ajansı