Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos ve ABD Büyükelçisi Julie Fisher, Kıbrıs'ın Gazze'deki rolünün yalnızca insanî yardım sağlamakla sınırlı olduğunu vurguladılar.

Hizbullah liderinin Kıbrıs'a yönelik tehditlerini değerlendiren Dışişleri Bakanı Kombos, "Kıbrıs, Gazze'de sadece insanî düzeyde görevini yerine getirmektedir. Bunun ötesinde herhangi bir iddia tamamen asılsız ve gerçeklerle çelişmektedir" dedi.

ABD Büyükelçisi Fisher ise, "Kıbrıs'ın ve liderliğinin, Filistinlilere insanî yardım sağladığı için tehdit edilmesini anlamak son derece güç" şeklinde konuştu.

Kombos ve Büyükelçi Fisher, Gazze'ye deniz koridoru üzerinden gönderilen insanî yardım ve bölgeye giden Amerikan gemisiyle ilgili düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundular.

Kıbrıs'a yönelik tehditlere ilişkin bir soruya yanıt veren Kombos, "Kıbrıs'ın buradaki rolü, bugün sunduğumuz insanî deniz koridoru aracılığıyla Gazze'ye yardım sağlamaktan ibarettir. İnsanî düzeyde üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz ne fazlasını ne de azını" diyerek ülkesinin tutumunu net bir şekilde ortaya koydu.

Çatışmanın tırmanması olasılığı hakkında sorulan bir soruya cevaben Kombos, özellikle Lübnan'la ilgili olarak çatışmanın herhangi bir tırmanışının bölge için yıkıcı olacağını ve sonuçların son derece ciddi olacağını belirterek "Tırmanıştan endişeliyiz, bu duruma diplomatik bir çözüm bulma yolları konusunda kaygılıyız ve tabii ki insanî yardımla ilgili faaliyetler konusundaki planlamalarımızı sürdürüyoruz" dedi.

Büyükelçi Fisher ise, Filistinlilere yardım sağladığı için Kıbrıs'a ve liderliğine yönelik tehditlerin anlaşılmasının inanılmaz derecede zor olduğunu ifade etti.

Tırmanma konusunda Amerikan Büyükelçisi, "Durumun tırmanmasını önlemeye son derece odaklanmış durumdayız. Yapmaya çalıştığımız şey, bu bölgeyi ileriye götürecek görüşmelerin yeniden başlamasının yolunu açacağını bildiğimiz ateşkesi sağlamaktır" dedi.

Kombos açıklamasında insanî yardım operasyonunun 7 Ekim'den hemen sonra başlayan bir çaba olduğunu, Gazze halkına bir can simidi sunmak amacıyla tasarlanmış bir proje olduğunu belirterek şunları ekledi: "Gazze'ye yardım sağlamanın tüm olası yöntemlerinin kullanılması gerektiğini bir kez daha vurgulamalıyız. Deniz koridoru, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri gibi dost ülkelerin değerli katkıları sayesinde mümkün oldu. Bizi destekleyen, Birleşmiş Milletlerin de dâhil olduğu uluslararası bir koalisyon var. Şu anda normal bir şekilde ilerliyoruz, gemilere sürekli bir yükleme akışı söz konusu. Ancak çabamıza devam ediyoruz. Kolay bir iş olmayacak, sonuçta savaş bölgesinde faaliyet gösteriyoruz. Ortaklarımızla iş birliği içinde insanların günlük yaşamlarını olumlu etkileyecek şekilde elimizden geleni yapıyoruz. Şimdiden dağıtımı nasıl çeşitlendireceğimizi ve teslimat kapasitesini nasıl artıracağımızı düşünüyoruz".

Dışişleri Bakanı, bunun Kıbrıs'ın insanî yardım merkezi olarak işlev görme amacının açık bir kanıtı olduğunu belirterek "İnsanî koridor bu amacın bir tezahürüdür. Yaptığımız şey, Gazze'deki insanlara yardım gönderme konusunda faydalı olmaya çalışmaktır. Sadece bu ve başka bir şey değil" diye ekledi.

ABD Büyükelçisi Julie Fisher, bugün bu konuları tartışma fırsatı bulduğu için memnuniyetini dile getirdi. Ayrıca, bu kadar çok insanın insanî koridorun işleyişini gerçekten görme, anlama ve Larnaka'da ve limanda neler olduğunu kavrama fırsatı bulmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti.

"Tüm bu çabanın temsil ettiği şey, ABD'nin felâket düzeyinde gıda güvensizliği ile karşı karşıya olan Filistin halkının acılarını hafifletmek için mümkün olan her yolu deneme taahhüdüdür" diyen Büyükelçi Fisher, ABD'nin başından beri Kıbrıs Cumhuriyeti'nin, özellikle Cumhurbaşkanı Christodoulides'in ve Dışişleri Bakanlığı ekibinin deniz koridorunun oluşturulmasındaki liderliğini ve ortaklığını memnuniyetle karşıladığını ekledi.

"Kıbrıs Deniz Koridoru'na katkılarımız, hayat kurtaran yardımı bağımsız, tarafsız ve yansız bir şekilde sağlayan insanî yardım kuruluşlarına destek olmak amacıyla, insanî yardımı doğrudan Gazze'ye ulaştırmak için tasarlandı" ifadesini kullanan Büyükelçi Fisher, deniz koridorunun sadece Kıbrıs ve ABD'nin değil, aynı zamanda İsrail, Fransa, Birleşik Krallık, BAE, BM ve AB'nin de ortak taahhüdünü temsil ettiğini vurguladı.

"Gazze'ye giriş noktalarının tümünün öngörülebilir şekilde maksimum kapasiteyle çalışır durumda kalması ve yardımın umutsuzca ihtiyaç duyan kişilere ulaşabilmesi için iç erişimin iyileştirilmesi konusunda baskı yapmaya devam ediyoruz. Yardım sadece Gazze'ye girmekle kalmamalı, aynı zamanda Gazze Şeridi'nin tamamındaki savunmasız topluluklara güvenli bir şekilde ulaşabilmeli."

ABD Büyükelçisi, ABD'nin insanî ortaklarının zor ve sıklıkla tehlikeli operasyon ortamına rağmen yardım sağlamak için ellerinden gelen her çabayı göstermeye devam ettiğini kaydederek "Filistin halkının acil ihtiyaçları göz önüne alındığında, ortaklarımızla, Kıbrıs Cumhuriyeti ile ve mümkün olan herkesle çalışmaya devam ediyoruz ve edeceğiz. Yardımın mevcut olmasını ve ortam izin verdiğinde ilerlemeye hazır olmasını sağlamak için tüm bu olasılıkları değerlendiriyoruz" dedi.

Bir soruya cevaben Büyükelçi Fisher, ABD'nin ve uluslararası toplumun Kıbrıs'ın oynadığı önemli role güvenmeye devam edeceğini söyledi. "Kıbrıs Cumhuriyeti ile iş birliğimizi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz" diye sözlerini tamamladı.

KHA/NST/MHY/2024

Kıbrıs Haber Ajansı