Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları toplantısının gündemi, ABD'de Donald Trump'ın seçim zaferine odaklandı. Diplomatik kaynaklara göre, AB'nin gelecekteki politikaları Washington'dan gelecek haberlere göre şekillenecek.
Pazartesi günü düzenlenen AB Dışişleri Konseyi toplantısında, ABD'deki siyasi gelişmelerin tüm konuların önüne geçtiği belirtildi. Diplomatik kaynaklar, AB'nin atacağı adımların, Washington'daki siyasi tablonun netleşmesine bağlı olduğunu vurguladı.
Toplantıda, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in İsrail ile siyasi diyaloğun askıya alınması önerisi gündeme geldi. Ancak, bu öneri oybirliği sağlanamadığı için ilerleme kaydedemedi. Bazı ülkeler, bölgede İsrail'i de kapsayan diplomatik görüşmeler devam ederken, bu adımın zamanlamasının uygun olmadığını savundu.
Toplantıda Ukrayna'ya sağlanacak destek konusu da masaya yatırıldı. Dışişleri Bakanları, her üye ülkenin Avrupa Barış Fonu aracılığıyla Ukrayna'ya gönüllü katkı sağlamasını öngören bir teklifi değerlendirdi. Ancak, bu konunun asıl olarak salı günü Savunma Bakanları toplantısında ele alınacağı belirtildi. Macaristan'ın katılımı olmadan her bir üye devletin katkı payının nasıl hesaplanacağı ve bazı ulusal parlamentoların bu yardımı onaylamasının gerekip gerekmediği gibi teknik detaylar henüz görüşülmedi.
Toplantıda ayrıca, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin, Türk Devletleri Teşkilatı'nın son zirvesinde Ersin Tatar'ın "KKTC" temsilcisi olarak gözlemci statüsüyle yer almasını gündeme getirmesi bekleniyordu. Bu adım, özellikle teşkilat üyesi ülkelerin AB'ye verdiği güvencelerin ardından geldi.
Gürcistan'daki son seçimler de ele alınan konular arasındaydı. AB'nin Gürcistan'a yönelik tutumu değişmezken, AGİT'in seçim sürecindeki eksikliklere dikkat çekmesi üzerine, AB'nin seçim sonuçlarını bağımsız olarak değerlendirmesi fikri tartışıldı.
Dışişleri Bakanları, ABD'deki seçim sonuçlarını ve olası etkilerini öğle yemeğinde değerlendirdi. Diplomatik bir kaynak, bu konunun daha önce ele alınması gerektiğini, çünkü seçimlerin iki olası sonucunun da bilindiğini ve yeni ABD yönetimiyle diyaloğun şimdiden başlatılması gerektiğini ifade etti.
Ayrıca, Trump'ın ilk dönemindeki politikalarının, ikinci dönemi için bir gösterge olmayabileceği, çünkü Kongre'deki siyasi dengelerin değiştiği ve yeniden seçilme kaygısının ortadan kalkacağı belirtildi.
Bakanların ABD'nin gelecekteki dış politikasına ilişkin en büyük endişesi, Ukrayna'ya yönelik desteğin devam edip etmeyeceği konusunda yoğunlaştı. Avrupa Barış Fonu üzerinden sağlanan desteğin zaten zorluklarla karşılaştığı göz önüne alındığında, AB'nin ABD'den doğabilecek bir boşluğu doldurup dolduramayacağı sorusu gündeme geldi.
AB'nin diğer bir önemli endişesi ise, ABD ile ticaret ilişkileri ve olası yeni gümrük vergileri oldu. AB'nin Çin ile olan ticaret politikalarının da bu bağlamda ele alındığı belirtildi.
ABD'nin Orta Doğu politikasına ilişkin olarak, bakanlar Çin ve İran ile ilişkilerin yanı sıra İsrail, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle ilişkilerin öngörülebilir olduğunu, ancak bölgenin geri kalanının ABD'nin öncelikleri arasında alt sıralarda yer aldığını ifade etti.
Toplantıda ayrıca, Sudan'daki insani kriz ve Afrika Boynuzuna yönelik mülteci akını gibi konular ele alınarak, bölgedeki istikrarsızlığın yarattığı zorluklar değerlendirildi.
KHA/YK/NST/MHY/2024
Kıbrıs Haber Ajansı