LIFE-AgrOasis Avrupa projesinin ikinci uygulama yılı, bugün RIK Arşiv alanında düzenlenen basın toplantısıyla duyuruldu. Projeyi himaye eden Çevre Komiseri Antonia Theodosiou, çölleşme tehdidi altındaki arazilere şimdiden 3000'den fazla derin köklü ve aromatik bitkinin dikildiğini açıkladı.
Avrupa Birliği tarafından ortaklaşa finanse edilen projenin nihai hedefi, 2026 yılına kadar ekilebilir tarım arazilerinin etrafında toplamda 30 kilometre uzunluğunda yeşil koridorlar (bitki duvarları) oluşturmak ve yaklaşık 18.000 yeni bitkiyi toprakla buluşturmak.
LIFE-AgrOassis projesi, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü, Çevre, Tarım ve Orman Bakanlıkları, Laona Vakfı, EKA, Girit'teki Siteia Belediyesi, CIHEAM (Hanya), Tesalya Üniversitesi, Kıbrıs Açık Üniversitesi ve KES Araştırma Merkezi gibi saygın araştırma ve bilim kurumları ile Paradeisiotis şirketi iş birliğinde yürütülüyor.
Yeni ekim döneminin resmî başlangıcını duyuran Çevre Komiseri Theodosiou, KES Araştırma Merkezinin bilimsel rehberliğinde Avrupa'da ilk kez denenen yenilikçi bir yöntem sayesinde ekilebilir arazilerde sulama ihtiyacının önemli ölçüde azaldığını ve bitkilerin kuraklığa karşı dayanıklılığının arttığını vurguladı.
"İklim krizi, etkilerine uyum sağlamak adına acil eylem ve somut adımlar atmamızı zorunlu kılıyor" diyen Theodosiou, Kıbrıs'ın iklim değişikliğinin tetiklediği çölleşme sorunuyla ciddi şekilde karşı karşıya olduğunun altını çizdi. Oluşturulan yeşil koridorların toprağı koruyarak bitki örtüsü için daha elverişli koşullar yarattığını ve toprak nemini muhafaza ettiğini belirtti.
Theodosiou ayrıca, yeşil koridorların sürdürülebilir arazi kullanımını teşvik ettiğini ve Kıbrıs'ın kurak iklimine uyum sağlamış yerel bitki türlerinin (zeytin, keçiboynuzu, menengiç ve alıç gibi) tercih edilmesinin projeyi sürdürülebilir kıldığını ve sulama ihtiyacını minimuma indirdiğini ifade etti.
Projenin bir diğer önemli katkısı ise, sera etkisine yol açan karbondioksit, metan, azot oksit, florlu gazlar ve partikül madde gibi zararlı emisyonların emilimine yardımcı olması. Theodosiou, "İklim nötrlüğüne ulaşmak için sadece emisyonları azaltmak yeterli değil, aynı zamanda doğal süreçlerle emisyonlar ve emilim arasında denge kurmayı hızlandırmamız gerekiyor" diyerek projenin önemini bir kez daha vurguladı.
Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü'nden Proje Koordinatörü Dr. Panagiotis Dalias, kurak bölgelerdeki toprakların kirlilik, tuzlanma, besin maddelerinin tükenmesi ve su kaynaklarının azalması gibi ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu ve zamanla verimsiz hâle gelebileceğini belirtti. Bu nedenle, toprakları korumak adına toprak işlememe veya minimum toprak işleme, tarlada yeşil atıklardan kompost üretimi ve yeşil koridorlar oluşturma gibi üç temel yöntemin teşvik edildiğini açıkladı.
Dalias, 380 gönüllünün özverili katılımıyla 2000 dönümden fazla araziye 3200 bitki dikildiğini ve toplamda 7,6 kilometrelik yeşil koridor oluşturulduğunu gururla paylaştı.
Yeni ekim döneminde, Lefkoşa (Pera Oreinis) ve Larnaka (Pyrga, Anglisides) bölgelerinde derin köklü ağaç ve çalıların dikimi iki katına çıkarılacak. Projenin nihai hedefi, 2026 yılına kadar 18.000 ağaç ve çalı dikerek 30 kilometrelik yeşil koridor ağı oluşturmak.
KES Araştırma Merkezi Müdürü ve Projenin Bilimsel Sorumlusu Dimitris Sarris, yeşil koridorların toprak sıcaklığını 30 dereceye kadar düşürdüğünü ve bitkilerin kuraklığa karşı direncini artıran yenilikçi dikim yöntemini detaylarıyla anlattı.
Son olarak, Kıbrıs Açık Üniversitesi Arazi Ekosistem Yönetimi Laboratuvarı doktora sonrası araştırmacısı Elli Tzyrkalli, yeşil koridorların toprak, tarım ürünleri, yerel ekosistem ve çevre için sunduğu çok yönlü faydalara dikkat çekti. Yeşil koridorların toprak nemini artırdığını, sıcaklığı düşürdüğünü, ekolojik bağlantı koridorları oluşturduğunu ve çeşitli fauna türleri için yuva sağladığını vurguladı. Ayrıca, tozlayıcı böcekler için de kritik öneme sahip olduklarını sözlerine ekledi.
KHA/NST/MHY/2024
Kıbrıs Haber Ajansı