Kıbrıslı bisiklet şampiyonu Andria "Antri" Christoforou, KIBRIS Haber Ajansına (KHA) verdiği röportajda, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'na sadece katılım için gitmediğini belirterek, amacının iyi bir yarış çıkarmak olduğunu sözlerine ekledi.

 

Olimpiyat Köyündeki yaşam hakkında konuşan Kıbrıslı şampiyon, bunun benzersiz bir duygu olduğunu ve yaşanması, tadını çıkarılması gereken bir deneyimin parçası olduğunu söyledi.

 

"Sık sık olmuyor. Dört yılda bir ve bir daha bu aşamada olup olmayacağınızı bilmiyorsunuz" diye ekledi.

 

Christoforou, yeni nesil sporculara da bir mesaj göndererek, "İlk seferde başaramazsak bile mücadelemizi vermeliyiz, onlara her zaman şunu söylüyorum: İlk anlık başarısızlık en nihayetinde başaramayacağımız anlamına gelmez" dedi.

 

"Mücadeleye devam ediyoruz ve asla Kıbrıs'tan olduğumuz için, küçük bir güç olduğumuz için başaramama ihtimalimizin daha yüksek olduğunu söylemiyoruz. Öyle değil. Birçok örneğimiz var. Olimpiyat Takımımızda yeni sporlardan sporcularımız var ve bu da Kıbrıs sporunun yükselişte olduğunu gösteriyor, bu nedenle biz sporcular olarak inançlı ve ısrarcı olmalıyız ve devletin de sporcuları, özellikle de daha genç yaşlarda, başarılar gelmeden önce desteklemenin yollarını bulması gerekiyor."

 

Üçüncü kez Olimpiyatlara katılmak için gün sayan Kıbrıslı şampiyon, KHA'ya Paris 2024'e katılımı, hazırlıkları, hedefleri, planları, ailesinden, 2012 Londra Olimpiyatları'nda yer alan eşinden aldığı önemli destek hakkında konuşurken, yeni nesil sporculara ve devlete de mesajlar gönderdi.

 

Bisiklet yol yarışları gibi zorlu bir sporda "Paris Yolu"nu nasıl tanımlayacağı sorulduğunda Antri Christoforou, "Paris Yolu, tüm yarışlarımız gibi iniş çıkışlarla dolu uzun bir yoldu" dedi ve bunun nedeninin esas olarak kriterlerdeki değişiklik olduğunu, bu nedenle Kıbrıs Bisiklet Millî Takımı olarak yarışmak zorunda kaldıklarını sözlerine ekledi.

 

"Neyse ki çok iyi tepki verdik. Diğer seferlerden daha zor olacağını, %100 kendi yeteneklerime bağlı olmadığını biliyorduk, ama neyse ki her şey yolunda gitti ve kota geldi" diye ekledi.

 

Bisiklet Millî Takımının yeni kurulmuş bir takım olduğuna dair yorum yapması istendiğinde Kıbrıslı şampiyon, "Yeni bir takım ve kelimenin tam anlamıyla yeni, çünkü diğer sporcular benden çok daha genç" dedi.

 

"Yurt dışında yarışma fırsatı buldukları için mutluyum. İstekli olduklarını gösterdiler ve gelişimleri çok olumlu ve bu yıl bazı sporcuların yurt dışında küçük takımlarda yarışıyor olması sevindirici, bu onlar için çok iyi bir adım" diye kaydetti.

 

Paris'teki hedefi sorulduğunda Kıbrıslı şampiyon, daha önce birkaç talihsizlik yaşadığı için hedefinin kesinlikle yarışı bitirmek olduğunu söyledi.

 

"Ayrıca kesinlikle sadece katılım için gitmiyorum. Rakam olarak bir şey söylemek istemiyorum çünkü sonucun diğer takımların taktiklerinden, mekanik, hava durumu vb. çeşitli faktörlerden etkilendiğini biliyorum. Bu yüzden öncelikle parkuru yakından görmek istiyorum. Antrenörümle birlikte taktiğimi belirlemek, planımızı %100 uygulamak istiyorum ve bu rakam olarak ne anlama gelirse gelsin, ben memnun kalırsam sonuçtan da memnun olurum" diye ekledi.

 

Olimpiyat Köyündeki tecrübesi hakkında Kıbrıslı şampiyon, bir önceki sefer (Tokyo'da) Covid nedeniyle durumun biraz garip olduğunu kaydederek şunları ekledi: "Ancak genellikle Olimpiyat Köylerine girdiğinizde, bunun bir Olimpiyat Köyü olduğunu hissedersiniz, en büyük organizasyondasınızdır, sokaklarda, restoranda büyük isimlerin dolaştığını görürsünüz, yani bu eşsiz bir duygudur ve yaşamanız, tadını çıkarmanız gereken bu deneyimin bir parçasıdır. Sık sık olmaz. Dört yılda bir ve bir daha bu aşamada olup olmayacağınızı bilmiyorsunuz."

 

Hem Paris öncesi hem de sonrası için hazırlıkları ve planları sorulduğunda Antri Christoforou, hazırlıkların yolunda gittiğini belirterek, mayıs ayına kadar yurt dışında çok sayıda yarışa katıldığını, ardından hazırlıklarının son aşaması için Trodos'ta mini bir kamp yaptığını ve şimdi %100 hazır olmak için bazı zorlu yarışların daha kendisini beklediğini söyledi.

 

Paris'ten sonra Kıbrıslı şampiyon, takımla birlikte yarış yükümlülüklerinin devam edeceğini söyledi.

 

"İki, üç gün sonra takım için en önemli yarış olan Fransa Turu'na başlıyoruz ve sonra sezon sonuna kadar birkaç yarışım daha var, bu yüzden onlar tamamlanana kadar tamamen konsantre kalacağım. Sonra tabii ki biraz dinlenmek gerekecek çünkü Olimpiyat yılları her zaman diğerlerinden daha yoğun geçiyor ve takımımla yapacağım görüşmeye, Millî Takımın belirleyeceği hedeflere vb. bağlı olarak gelecek yıl için bir program yapacağım. Bir önceki sefer son Olimpiyatım, son yılım dediğimi söylemek istemiyorum çünkü ne zaman olacağını asla bilemeyeceğinizi anladım. Her yıl her şeyi tartıyor ve ne yapmak istediğime bakıyorum ve kendi koşullarımı ve ailemin koşullarını göz önünde bulundurarak karar veriyorum." 

 

Hem bisiklet sporuna hem de genel olarak spora daha katacak çok şeyi olduğu ve Kıbrıs'ın en önemli elçilerinden biri olduğu yönündeki bir yoruma Christoforou, "Çabalıyorum" yanıtını verdi.

 

Temelde, "yarış açısından önümde daha yıllar var, genç olduğum için değil, sporumuz buna izin verdiği için" dedi.

 

"Olimpiyatlar, tüm organizasyonlardan geçtiğinizde, neyin doğru çalıştığı, neyin doğru çalışmadığı, size neyin yardımcı olduğu, size daha çok neyin yardımcı olabileceği konusunda bir deneyime sahip oluyorsunuz ve bence benim gibi sporcuların aktif sporculuklarını bıraktıklarında, gelecek nesillere deneyimleri ve bilgileriyle yardımcı olmak için değerlendirilmeleri gerekiyor" diyen Christoforou, Paris'e neden daha geç, yarışından sadece birkaç gün önce gittiği sorusuna ise bunun temel nedeninin, diğer branşların da başlaması nedeniyle çok fazla hareketlilik olacağı için, yolda yaptığı antrenman olduğunu söyledi.

 

"Olimpiyat Köyünden çıkıp 150 km bisiklet sürmek çok zor, çünkü beş  saatlik antrenmanım var, bu yüzden antrenörümle birlikte, yaklaşık bir hafta önce Kıbrıs'ta tüm uzun antrenmanları yapmaya karar verdik, sonra 30 Temmuz'da gideceğim, böylece sadece parkuru görmek için üç günüm olacak, yorulmayacağım, antrenman kaçırmayacağım ve bu sistemin benim lehime işleyeceğine inanıyorum."

 

Ayrıca, yarışının 4 Ağustos'ta olduğunu, doğrudan final olduğunu ve yaklaşık 160 km olduğunu belirterek, "Parkurun en azından kâğıt üzerinde göründüğü kadarıyla ilginç bir yarış olacağını düşünüyorum" diye ekledi.

 

Christoforou, yeni nesil sporculara da bir mesaj göndererek, "İlk seferde başaramazsak bile mücadelemizi vermeliyiz, onlara her zaman şunu söylüyorum: Başaramayacağımız anlamına gelmez" dedi.

 

"Mücadeleye devam ediyoruz ve asla Kıbrıs'tan olduğumuz için, küçük bir güç olduğumuz için başaramama ihtimalimizin daha yüksek olduğunu söylemiyoruz. Öyle değil. Birçok örneğimiz var. Olimpiyat Takımımızda yeni sporlardan sporcularımız var ve bu da Kıbrıs sporunun yükselişte olduğunu gösteriyor, bu nedenle biz sporcular olarak inançlı ve ısrarcı olmalıyız ve devletin de sporcuları, özellikle de daha genç yaşlarda, başarılar gelmeden önce desteklemenin yollarını bulması gerekiyor. Zor yıllar bunlar. Adım atmamız gereken yer burası ve yeteneklerin kaybolmaması için adımlar atılmalı." 

 

Hem başarılarında hem de başarısızlıklarında her zaman güler yüzlü olduğu ve belirlediği bir hedefe ulaşamasa bile bu durumun kendiliğinden geliştiği yönündeki bir yoruma Christoforou, bunun içinden geldiğini söyledi.

 

"Karakterimin bir parçası. Elbette her zaman bu kadar olumlu değilim. Benim de moralimin bozuk olduğu zamanlar oluyor ve sporda moralimizin bozuk olduğu çok zaman oluyor. Etrafınızda sizi tekrar olumlu düşünmeye iten doğru insanlara ihtiyacınız olduğunu düşünüyorum. Daha önce de söylediğim gibi, her şeyin ilk seferde kolay olmadığını ve olumlu düşünce ve azimle geri döneceğimizi anlamalısınız. Bir sonraki hedef, size güç verecek ve devam etmenizi sağlayacak küçük bir başarı elde etmektir."

 

Hem bir sporcu olmasının yanı sıra bir anne ve eş olduğu için ailesinin desteğini alıp almadığı sorusuna Christoforou, tüm geniş ailesini, yani anne babasını, kardeşlerini, büyükanne ve büyükbabasını programa dâhil ettiğini kaydederek "oğlum çok fazla yükümlülüğü, aktivitesi olan bir yaşta ve herkesin Pavlos'a zaman ayırması konusunda şanslıyım, böylece Pavlos programını değiştirmiyor ve benim yokluğumu olabildiğince az hissediyor" diye ekledi.

 

"Genel olarak, ona çok fazla sevgi veriyorlar ve bu da benim daha sakin, daha huzurlu olmamı ve hedefe odaklanabilmemi sağlıyor" diye ekledi.

 

Eşinin de bir bisiklet sporcusu olduğu ve Olimpiyatlara katıldığı yönündeki bir soru üzerine Christoforou, Marios'un (Athanasiades) kendisini her zaman ısrarcı olmaya ve hedeflerinin peşinden koşmaya devam etmeye teşvik ettiğini söyledi.

 

"Bence bunun temel nedeni, Marios 2012 Londra Olimpiyatlarında yarışırken Kıbrıs'ta sporcular için koşulların şimdiki gibi olmaması. Çok gerideydik. Destekleri yoktu ve Marios'un 'istersem devam ederim, istemezsem etmem' seçeneği yoktu. İş durumu, hayat vb. nedenlerle bırakmak zorunda olduğunu biliyordu. Ve bence bu, şimdi işlerin daha iyi olduğunu ve şanslı olduğumuzu anlayınca daha ısrarcı olmamız gerektiğini anlamasını sağladı. Mücadelelerimize devam etmeli ve başarıların peşinden koşmalıyız. Ve bazen erken bıraktığı için üzülüyorum. Öte yandan şanslıyım çünkü yarışmanın ne anlama geldiğini tam olarak biliyor ve bana güçlü destek sunuyor."

 

KHA/DN/NST/MHY/2024

 

Kıbrıs Haber Ajansı