Hukukçular vurguladı: Uluslararası hukuk Kıbrıs sorununun çözümünde belirleyici olmaya devam ediyor

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin uluslararası hukuk alanındaki sağlam konumu, Kıbrıs sorununun çözümü çabalarında belirleyici olmaya devam ediyor. Bu, Kıbrıs Barolar Birliğinin "İstilâ ve işgalin 50. yılı: Uluslararası ve Avrupa hukukunun etkileri" konulu iki günlük konferansının açılışında vurgulandı. Konuşmacılar, Türkiye'nin meydan okumalarına karşı hukuki desteğin gerekliliğini ve Kıbrıs'ın egemenlik haklarının güvence altına alınmasında uluslararası hukuk düzeninin önemini vurguladılar.

Başsavcı Yorgos Savvides video mesajında, Hukuk Dairesinin Kıbrıs sorunuyla ilgili her yeni meydan okumaya karşı hazır olduğunu vurguladı.

Hem kendisinin hem de Cumhuriyetin Hukuk Dairesinin, Cumhurbaşkanı’na ve daha geniş anlamda Hükûmete, Kıbrıs sorununun hukuki boyutlarıyla ilgili tüm konularda hukuki rehberlik talep edildiğinde özel önem verdiğini belirtti.

Bu amaçla, en son örnek olarak işgal altındaki bölgelerdeki Kıbrıslı Rum mülklerinin gasp edilmesiyle ilgili önlemler konusunda hükûmete rehberlik etmek üzere düzenli toplantılar yapıldığını söyledi.

Savvides, "Kıbrıs sorununun bir istilâ ve işgal sorunu olduğu göz önüne alındığında, uluslararası hukuk kuralları, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin egemenliğine ve toprakları, hava sahası ve denizlerindeki egemen haklarına karşı olduğu kadar vatandaşlarının haklarına karşı da Türk planlarının daha fazla ihlâlini engellemek için güçlü bir silahtır" dedi.

Kıbrıs sorunuyla ilgilenen Hukuk Dairesindeki uzman hukukçular ekibini destekleyen seçkin yabancı hukukçulardan oluşan bir ekiple birlikte, işgalciden gelen her yeni meydan okumayı hukuki destek yoluyla ele almak için her zaman hazır olduklarını ekledi.

Mağusa'dan bir mülteci olarak kendi deneyiminden bahseden Başsavcı, hafızanın bir itici güç olarak önemini vurguladı ve Kıbrıs sorununun çözümü için görüşmelerin yakında yeniden başlamasını diledi.

 

Göç Müsteşarı: Akıp giden zaman uluslararası hukuk ihlâllerini meşrulaştırmaz

--------------------------

 

Göç Müsteşarı Nikolas Ioannides, Cumhurbaşkanı adına yaptığı konuşmada, zamanın uluslararası ve AB hukuku ihlâllerini meşrulaştırmadığını ve yasa dışılıktan hukuk doğmadığını belirtti. Sahadaki olayların ilgili kuralları geçersiz kılamayacağını vurguladı.

“Uluslararası ve Avrupa hukukunun, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni pozisyonlarını yerine getirmek için güçlü argümanlarla donattığını unutmamalıyız” mesajını veren Ioannides, "Bu nedenle, bu yasal çerçeveyi küçümsememeli, değerini düşürmemeli, aksine vatanımızın ve uluslararası toplumun yararına daha da güçlendirmeye çalışmalıyız. Çocuklarımıza uluslararası hukukun ve AB'nin temel ilke ve değerlerinin titizlikle uygulandığı bir vatan bırakmak bizim görevimiz” diye ekledi.

Ioannides, Hükûmetin, Kıbrıs halkının devredilemez haklarını güvence altına alacak, temel insan hak ve özgürlüklerini koruyacak ve Türk birliklerinin ve yerleşimcilerin Kıbrıs'tan çekilmesini sağlayacak adil, kalıcı ve uygulanabilir bir Kıbrıs çözümü aradığını söyledi.

Ayrıca siyasî mücadelenin, Kıbrıs sorununa ilişkin adil pozisyonlarda istikrar ve tutarlılıkla, sabır, azim ve sağduyuyla yürütüldüğünü belirtti.

"Haklarımızdan ve çıkarlarımızdan vazgeçmiyor ve pazarlık etmiyoruz" diyen yetkili ayrıca Cumhurbaşkanı’nın, göreve geldiği ilk günden itibaren, ihlallerle mücadele etmenin ve uluslararası hukukun yeniden tesis edilmesinin kendi sorumluluğu ve görevi olduğuna inanarak uluslararası topluma ulaştığını belirtti.

Ioannides, son olarak, Kıbrıs'ın AB'ye katılımının ulusal çıkarlara hizmet ettiğini ve bunun somut bir biçim alması ve böylece yeni ufuklar açması gerektiğini sözlerine ekledi.

 

Vorkas: “Kıbrıs Cumhuriyeti, uluslararası hukuk sayesinde varlığını sürdürüyor”

 

Kıbrıs Barolar Birliği Başkanı Mihalis Vorkas, yaptığı konuşmada Kıbrıs Cumhuriyeti'nin hâlâ iki nedenden dolayı varlığını sürdürdüğünü vurguladı. Birincisi, Kıbrıs Rum halkının atalarının topraklarında kalma arzusu ve kararlılığı, ikincisi ise Kıbrıs Cumhuriyeti'nin, BM ve AB üyesi olarak devlet varlığını uluslararası sözleşmelere ve uluslararası hukuka dayanarak ön plana çıkarma çabaları. Bu çabalar, Kıbrıs Cumhuriyeti'ne uluslararası örgütlerde tanınma ve katılım hakkı sağladığını vurguladı.

Vorkas, bu nedenle Türkiye'nin 50 yılı aşkın bir süredir Kıbrıs Cumhuriyeti'nin işgal altındaki topraklarında kurduğu sahte oluşumu tanıtmada başarısız olduğunu da sözlerine ekledi.

Ayrıca, uluslararası toplumun Ukrayna sorununa Kıbrıs sorunundan farklı yaklaşamayacağını, çünkü uluslararası hukuk kurallarının ve bunların uygulanmasının küçük ve büyük ülkeler, ekonomik ve diğer çıkarlar arasında ayrım yapmadığını belirtti.

"Uluslararası yaptırımlar seçici olarak uygulanamaz. Bir Avrupa ülkesinin gaspçıları, Avrupa'nın kendisinde, Birleşik Krallık'ta ve Amerika'da serbestçe dolaşamazlar." şeklinde konuşan Vorkas, uluslararası hukuk adı verilen aracın, Kıbrıs Rum halkının kaderini elinde bulunduranlar tarafından nihayetinde zorunlu, sistematik ve iddialı bir şekilde kullanılması gerektiğini söyledi.

 

Sir Evans, uluslararası hukukun anlaşmazlıkların çözümündeki artan önemine dikkat çekti

---------------------------------

 

Etkinliğin ana konuşmacısı, Oxford Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesörü Sir Malcolm Evans, uluslararası hukukun uzun süreli uluslararası hukuk ihlalleriyle mücadelede oynadığı rolü ele aldı. Kıbrıs örneğinde, bu uluslararası hukukun rolünün tersine çevrildiğini belirtti.

Geçmişin aksine, özellikle 1945'te BM Şartının kurulmasıyla birlikte modern uluslararası hukukun, anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözümüne ve gücün yasa dışı kullanımına vurgu yaptığını belirten Sır Evans günümüzde diplomasi ve hukukun üstünlüğünün şiddete tercih edildiğini, modern yasal çerçevenin anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesini gerektirdiğini belirtti.

Ayrıca, uluslararası hukukta gündemi kimin kontrol ettiğinin ve dünyanın siyasi organizasyonunun 20. yüzyılda toprak bütünlüğü ve egemenlik kavramları etrafında nasıl şekillendiğinin kritik önemine vurgu yaptı.

Ek olarak Sir Evans, hukuksuzluğa verilen tepkinin önemli olduğunu ve zamanla hukuksuzluğun azalmadığını belirtti. Uluslararası hukuk mekanizmaları yavaş işleyebilir ve uluslararası mahkemelere sevk edilen davalar, çoğu zaman adaletsizliklerin yeterince kabul edilmediği sonuçlara yol açarak yıllarca sürebilirken, bu ihlâllerle mücadele etmenin kritik öneme sahip olduğunu söyledi.

KHA/TN/NST/MHY/2024

Kıbrıs Haber Ajansı