Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides, 1974 işgalinin Kıbrıs toplumu üzerindeki kalıcı etkisine dikkat çekerek ülkenin yarım yüzyıl önceki trajik olayları anarken düşünmesi ve değerlendirmesi gerektiğini belirtti.

Kıbrıs Üniversitesinde düzenlenen “1974-2024: Kıbrıs’ın Türk İşgalinden Bu Yana Elli Yıl” konulu konferansın açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Christodoulides, 50 yıllık dönemin, olayları yeniden ele almak, işgalin uzun vadeli etkilerini değerlendirmek için önemli bir dönüm noktası olduğunu, bunların Kıbrıslıların genel hafızasına derinden kazındığını söyledi.

Kıbrıslılar üzerindeki derin etkinin korkunç savaş suçlarına, toplu infazlara ve birçok ailenin zorla yerinden edilmesine tanıklık eden askerlerle esirlerin ötesine geçerek sivilleri, yaşlı, kadın ve çocukları da kapsadığından söz eden Nikos Christodoulides, özellikle kuruluşunun ilk yıllarında olması gerektiği kadar sevmeyen Kıbrıs Cumhuriyeti için de yükün ve maliyetin aynı şekilde ağır olduğunu ifade etti.

 

Gazeteci Papachelas, Ioannidis’in 1974’teki rolünü analiz etti

------------------------------------------------------

Konferansın açılış konuşmasını yapan Yunan gazeteci Alexis Papachelas, 1974 olaylarından çıkarılacak en önemli dersin, Yunanistan ve Kıbrıs arasında mutlak şeffaflığın önemi olduğunu belirtti.

Papachelas, 1967’den 1974’e kadar Yunanistan’ı yöneten cuntanın önde gelen isimlerinden biri olan Dimitrios Ioannidis'in Kıbrıs’ın işgaline yol açan olaylardaki rolünden bahsetti.

Yunan gazeteci, Türkiye’nin işgaline giden süreçte Ioannidis’in stratejik yanlış hesaplamalarının ciddiyetini fark ettiklerinde, hükûmet generalleri de dâhil olmak üzere kendi çevresi tarafından bile terk edildiğini ayrıntılı olarak anlattı.

Ioannidis’in çaresizlik içinde yardım için Rus Büyükelçiliği’ne ulaştığını ancak kendisine ittifakların bir gecede değişmediğinin söylendiği kaydeden Alexis Papachelas, o dönemde Amerikan endişelerinden söz etti; özellikle Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın Ioannidis’i, Libya’nın Muammer Kaddafi’sine benzer şekilde potansiyel bir istikrarsızlaştırıcı güç olarak gördüğünü belirtti.

Yunan gazeteci, “Amerikalılar, sadece Yunanistan’ı Türkiye ile bir savaşa sürükleyebileceğinden değil aynı zamanda aşırı eylemlerde bulunabileceğinden, hatta Trakya’daki nükleer depolama tesislerine erişebileceğinden de korkuyorlardı” dedi.

Papachelas konuşmasının sonunda, o dönemden çıkarılan üç temel dersten bahsetti; bunlardan birincisinin, müttefiklerin ve rakiplerin niyetlerini, kendi arzularını onlara yansıtmadan açıkça anlamanın önemli olduğunu vurguladı.

Siyasi liderlerin kendi ülkelerinin kapasiteleri ve rakiplerinin kapasiteleri konusunda gerçekçi bir değerlendirmeye sahip olmaları gerektiğine dikkat çeken Papachelas, son olarak Atina ve Lefkoşa arasında dürüst bir diyaloğa ihtiyaç olduğunu ifade etti; geçmişte ilişkilerini zorlayan “egolar ve yanlış yorumlamalara” karşı uyarıda bulundu.

KHA/MG/MHY/2024

Kıbrıs Haber Ajansı